Tepe Görseli

Blog

Blog

Kategoriler

  • Bilim İnsanı Haysiyeti ve Üniversite Öğretim Üyeleri

    10.10.2015
    Üniversitelerin 2015-16 eğitim-öğretim yılının henüz başındayız ve gerçekten moral yükseltici haberler ile döneme başladık. Zamanlaması ilginç iki haber dikkatleri bir kere daha eğitime ve bilime çekti. Birincisi kuşkusuz “Ben Türküm, o kadar” diyerek kendisini ucuz tartışmalara malzeme etmeyen (Mardinli) bilim insanı Aziz Sancar’ın (twitter hesabımda “Sencer” yazmıştım özür dilerim) Nobel Kimya ödülüne layık görülmesi. İkinci haber ise Japonya’da Waseda Üniversitesi’nin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına verdiği Fahri doktora. İlk öğreniminden üniversite öğrenimine kadar bütün eğitimini Türkiye’de tamamlamış ve...
  • Pul Mezarlığındaki Puldan Devletlerim

    11.09.2015
    Hani bazı sözler vardır henüz atasözü makamına terfi etmemişler ama aynı saygıyı görürüler. Kumdan saraylar, kartondan kaleler gibi. Bir de benden işitin. Puldan devletler. Pul deyip geçmeyin. Hangimizin hayatında yer etmedi ki. 19. yüzyılın ortalarında İngiltere’de ve Amerika’da ilk kullanıma girmiş sonra da yavaş yavaş yaygınlaşmış dünyada. Osmanlı da bu uygulamadan uzak duramadı ve 1863 yılında ilk pulu kullanmaya başladı. Mektup gönderme geleneğinin yazı kadar eski olduğu muhakkak. Başlangıçta krallar, devlet adamları ve tabii ki aristokratların yaptığı bu işin bedeli de onlar tarafından ödeniyordu. Nasılsa her mektubun...
  • Lastik Said Osmanlı KPSS’sini Anlatıyor

    04.09.2015
    Herkesin içinde bir Lastik Said vardır. Yaşadıklarımız, gördüklerimiz ve duyduklarımız karşısında lastik gibi gerilir, gerilir sonra geriye teper, kendimize zarar veririz. Lastik Said gibi usta olanlar ise gerildikçe işi hicve döker, hem rahatlar hem de aleme ayar verir. Lastik Said dedimse öyle hafife almayın. Devlet-i Aliye’nin pek çok dairesinde hizmet görmüş, kitaplar telif etmiş, gazetecilik yapmış, ikbal görmüş, dili belâsı sürgün yemiş meşhur Kemal Paşazade Said’ten (1848-1921) bahsediyorum (Hayat hikayesini hem İslam Ansiklopedisi’nde ve hem de bir makalede Mehmet Ali Beyhan yazmış. Merak edenler okusun). Burada onun bir...
  • Filistin Üzerine Bir Kitap ve Türkiye’de Bilgi-Siyaset İlişkisi

    30.08.2015
    Kavramı biz üretmesek de Ortadoğu’nun bizler için ne denli önemli ve vazgeçilmez olduğunu herkes bilir. Bu konudaki düşüncelerimi ORDAF’taki bir yazımda beyan etmiştim tekrara hacet yoktur. Bugünlerde bu coğrafyada hepimizi ilgilendiren Kürt Sorunu, diğer küçük azınlıkların geleceği ve büyük çoğunluğu tehdit eden IŞİD (DAEŞ mi demeliydim?) gibi yeni gelişmelere rağmen, bölgenin değişmeyen en büyük sorunu Filistin’dir. Sadece bölgenin değil, dünyanın en önemli meselesidir de. Olmayan ama hayal edilen dünya barışının da yumuşak karnıdır. Niye, niçin, neden? diye sormayın. Bu mesele dünyanın belki de yaşayan en eski sorunudur da....
  • 100 Yıl Önceki İstanbul Kütüphanelerine Ne Oldu?

    17.08.2015
    Kitaplar artık cepte dolaşıyor. Eski cep kitapları hemen aklınıza gelmesin. Dijital kitaplardan (e-book) bahsediyorum. Koca bir kütüphane cepte taşınabilir hale geldi. Peki ama kütüphanelere ne oldu, eski önemlerini kaybettiler mi? gibi kocaman sorular aklımıza gelmez mi? Bu soruya geri döneceğiz ama zaman kazanmak ve düşünmek babında önce bir iki girizgâh lazım. Aslında mesele kütüphaneler değil, başlı başına kitap -bir bilgi kaynağı olarak değilse de- bir nesne olarak değerini kaybetti. Baksanıza, değil cahil-cühela kurumlar, üniversitelerin bile aklına gelen son; ya da ilk fırsatta gözden çıkarılan şey kitap oluyor. Bizim fakültedeki...
  • Öğretmen Atamaları ve Sistemin Düşündürdükleri

    15.08.2015
    Yeni dönem öğretmen atamaları Eylül'de yapılacak. MEB yetkilileri, bu dönem en çok ihtiyaç duyulan alanları açıkladı ama bazı belirsizlikler var. Tarih öğretmeni adayları da haklı olarak bekleyiş içine girdi ve sosyal medyada seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Kuşkusuz bir bölümü de öğrencim olan bu adaylar yaptıkları çağrılarda benim de onları desteklememi istiyorlar. Destekliyorum. Elbette destekliyorum. Eğitimini tamamlamış üniversite mezunları bütün gençlerimizin en kısa zamanda üretime geçmelerini desteklememek mümkün mü? Gençler üretime geçmek istiyorsa bize desteklemek düşer ancak bu desteğin, bugün olmasa bile gelecekte...
  • Kahverengi Tabelalar: Zeus Sunağı, Şeytan Sofrası ve Behramkale

    04.08.2015
    Karayollarında sık sık karşımıza çıkan kahverengi levhalara karşı bir tutkum hatta saplantım var desem yeridir. İçten gelen bir arzu veya bir meslek hastalığı da denilebilir. Ama benim gibi daha niceleri var biliyorum. Biraz da insanın meçhulü merak etme dürtüsü herhalde, sürükler bu levhalar insanı bilinmez yerlere. Bazen bir dağın tepesine, bazen bir suyun başına, bir yatıra, bir katıra vs. Çok memnun olanlar gördük nihai menzilde, çok da asık suratlar. Kimi beklentisini bulmuş levhanın peşinde, kimi de umudunu yitirmiş. Bir de kaybolanlar var. Ülkemizde bunlardan çokça var maşallah. Aynı istikamette gitsem bile her seferinde acaba diyerek...
  • Firavun’un Hamamlarına Yolculuk

    04.08.2015
    Daha önceki bir yazımda Sina yarımadasına yaptığım geziyi anlatmıştım ama bu kısım “i’rabta mahalli yoktur” kabilinden derc edilmemişti. 80li yılların sonlarıydı. Mısır’da bugünden farklı bir hayat yoktu esasında. Herkes yaşamanın bir yolunu bulmuş, Mübarek de her türlü duadan (!) nasibini alıyordu. Ülkede pek çok guruplar ve fikirler kendi mahallelerinde mevcuttu ama bugünkü gibi çok belirgin bir ayrışma; hele hele Mübarek’in arada bir Ezher ulemasını toplayıp “mutatarrıf” (aşırı) guruplara karşı uyarması dışında görünen bir baskı yoktu. Tabii bazı dostlarımızın kazaen de olsa arada bir uğramak zorunda kaldıkları...
  • Tur-i Sina’da Ramazan Bayramını Yaşamak

    18.07.2015
    Bayram münasebeti ile pek çok eş dost akraba ve meslektaştan tebrik geldi. Kimi telefon ile, kimi diğer sosyal medya araçlarından kimi de e-postadan. Şikayetim yok, çağın gereği ama insan telefonsuz, e-postasız vs. zamanları özlemiyor değil. Çok değil, çeyrek asır önce, eş-dost akraba görmek bir heyecan yaratıyordu. Her şey ru be ru (gençler için: yüz yüze) görüşme üzerine bina edilmişti. Şimdiki gibi tebrikler, pijama, terlik ile değil, o gün için hazırlanmış kıyafetler ile kabul edilirdi. Şikayet değil benimkisi, hatırlatma. Zira sürekli “eskilerin daha iyi olduğunu” iddia edenlerden değilim. Ancak geçmişte değişim daha yavaş...
  • Kitaplar Sarı Zarfa Dönüşürken: Başıma Yıkılan Bir Kütüphanenin Hikayesi

    12.07.2015
    Dünya kurulalı beri tarih nelere şahit oldu. Kim bilir diye sormayacağım. Zira cevabı basit. Sen, ben, biz, siz, onlar bilmezse de “kitap” bilir. O her şeyi kayıt altına alır ve zamanı gelince hepimize hatırlatır. Belki de bundan dolayıdır insanoğlundaki kitap düşmanlığı. Nice kitaplar, kütüphaneler bundan dolayı telef edildi belki de. İskenderiye kütüphanesinin akıbeti hala meçhul. Moğollar çıktıkları coğrafyadan Bağdat’a gelinceye kadar “cengaver” diye anılırken, Bağdat’ta canavarlaşmaları asırların birikimi kitapları Dicle’ye döküp suyun rengini değiştirmelerinden değil miydi? Daha nice örnekler var tarihimizde. Nice...